Haydi o zaman, biraz pratik yapalım!
Non dimenticate (unutmayın) avere ile çekilen fiillerden önce avere filinin geniş zaman çekimini (ho, hai, ha, abbiamo, avete, hanno), essere ile çekilen fiillerden önce ise essere fiilinin geniş zaman çekimini (sono, sei, è, siamo, siete, sono) kullanacağız. Essere ile çekilen fiillerde öznenin cinsiyetine ve tekil/çoğul durumuna dikkat etmemiz gerekiyor. Örneklerde, çekimi kurallı ve kuralsız olan fiilleri karışık kullandım.
- Abbiamo capito molto bene il problema. (Problemi çok iyi anladık)
- Ieri sera ho lavorato fino alle nove. (Dün akşam dokuza kadar çalıştım)
- Maria è partita per Firenze. (Maria Floransa’ya gitmek için yola çıktı)
- Perché non sono arrivati in tempo? (Neden vaktinde gelmediler)
- Non sono mai stata in Inghilterra. (Hiç İngiltere’ye gitmedim)
- Hai letto l’ultimo libro di Tamaro? Tamaro’nun son kitabını okudun mu)
- Quanto avete pagato per la cena? (Akşam yemeği için ne kadar ödediniz)
- Abbiamo finalmente firmato il contratto. (Sonunda kontratı imzaladık)
- Claudia è caduta, sta piangendo. Claudia düştü, ağlıyor)
- A che ora siete usciti per andare al cinema? (Sinemaya gitmek için saat kaçta çıktınız)
- Perché hai venduto la tua macchina? (Arabanı neden sattın)
- Hai visto un bel film ultimamente? (Son zamanlarda güzel bir film gördün mü)
- Non abbiamo ancora dato l’esame di matematica. (Henüz matematik sınavına girmedik)
- Il postino non é ancora venuto, vero? (Postacı henüz gelmedi, değil mi)
- Che stai facendo, hai perso qualcosa? (Ne yapıyorsun, bir şey mi kaybettin)
- Ho telefonato a mia madre per chiedere soldi. (Para istemek için anneme telefon ettim)
- Non ho visto mio nonno da qualche mese. (Dedemi birkaç aydan beri görmedim)
- Come sei cresciuto! (Nasıl büyümüşsün)
- Cos’è successo, perché stai piangendo? (Ne oldu, neden ağlıyorsun)
- I nostri amici non sono potuti venire alla festa. (Arkadaşlarımız partiye gelemediler)
- Ieri siamo dovuti uscire di casa. (Dün evden çıkmak zorunda kaldık)
- Ho letto quel libro due anni fa. (O kitabı iki yıl önce okudum)
- Non ho mangiato niente, sono a dieta. (Hiçbir şey yemedim, diyetteyim)
- Abbiamo appena saputo dell’incidente. (Kazayı yeni duyduk)
Son örnekte olduğu gibi, sapere fiili geçmiş zamanda kullanıldığında bilmek değil duymak anlamına gelir.
Eğer biliyordum, biliyorduk demek istiyorsak ileride öğreneceğimiz Imperfetto Indicativo zamanındaki sapevo, sapevamo çekimlerini kullanmalıyız.
Aşağıdaki videoda, İtalyanlara rastgele cos’hai (cosa hai) veya cos’avete (cosa avete) fatto ieri/la sera/stamattina sorusuyla bir önceki gün akşam veya o sabah ne yaptıkları soruluyor.
Cevaplardan herkesin più o meno (aşağı yukarı) aynı şeyleri yaptığını görüyoruz: evi temizlemek, alışveriş yapmak, film izlemek, kitap okumak, pizza yemek, uyumak.
Kulağa farklı gelen insolito (sıra dışı) iki durum, otobüsü kaçırıp ev yürüyerek gitmek (zor bir gün geçirdiğini söyleyerek söze başlayan signora) ve bisikletten düşerek pantolonunu yırtmak (en sondaki signorina).