Ho mantenuto la promessa

Sözümü tuttum!

Scrivere o non scrivere, è questo il dilemma başlıklı yazımda benim için bütün meselenin yazmak ya da yazmamak olduğuna dair son noktayı koymuştum ve blog yazılarımı bir kitapta toplama hayali kurmuştum.

İşte bu hayale de son noktayı koydum ve blog yazılarımdan derlediğim bir kitapla karşınızdayım bugün. Zürafalarla ilgili yazım çok sevildi, çok sayıda fotoğraf ve zürafalı günaydın ve iyi geceler mesajı aldım. Stefano Benni’nin, “Zürafanın kalbi düşüncelerinden uzaktır. Dün aşık oldu ama henüz bilmiyor” sözünden yola çıkarak böyle bir isim vermeyi uygun gördüm kitabıma.

İtalyanca’da kitap, film, şarkı adlarında ve yazı başlıklarında ilk sözcüğün baş harfi dışında büyük harf kullanılmıyor. Konseptimize uysun ve daha anlamlı olup güzel görünsün diye böyle yaptım. Hem zaten coronayı büyük harfle yazmam hayatta biliyorsunuz!

Aradan birkaç yazı çıkardım, bir yazı ekledim, bazı yazıları kısalttım, birkaç başlık değiştirdim, uzun bir yazıyı bölüp iki yazı halinde ekledim, dedikoduya varan çekiştirmeleri sildim, videolara ve resimlere yaptığım referansları silip ifadeleri düzelttim. Bir de daha uygun bir sıralama olsun diye sonlara doğru iki tanecik yazıda tarih değişikliği yaptım.

Uyarlamalar sırasında anlatım bozukluğu yaptıysam, olmayan bir resme referans kaldıysa ya da gözümden kaçan bir şeyler olduysa affola! Bir de ilk kitaptan biliyorum, Word dosyasındaki italik ve koyu renk yazılar pdf dosyasına çevrilirken düz ve açık renk çıkıyor ve maalesef sonradan değiştiriliyor. Bu nedenle de gözden kaçıyor, düzelten kişiye eziyet olduğu için tek tek uğraştıramıyorum görsem bile. Bir de bazen kesme işaretleri yok olmuş nedense.

Neyse o kadar kusur kadı kızında da olur, kadı kızı torunu olduğuma göre bende haydi haydi olur!

Editör desteği almadım yayınevinden, yazılarım doğal bir konuşma dilinde olduğu için herhangi bir değişime uğramalarını istemedim. Geçmişte, çevirilerimi ve birkaç yazımı gazete editörlerinin dokunuşlarından sonra görünce ağlamak gelmişti içimden.

Benden çıktığı gibi kalsın istedim yani.

Arada tek tük harf eksikliği olabilir, eğer hâlâ kaldıysa! İnsanın gözü okumak istediğini okuyor. Yazdıklarım benim kafamdan ve elimden çıkınca gözlerim de yazmayı düşündüğüm gibi okuyor. Defalarca okuduğum halde, yazıları teslim ettikten sonra da hatalar yakaladım. Dizgi aşaması tamamlanıp kitap baskıya girene kadar ne gördüysem düzelttirdim. Baktıkça bir şey gördüğüm, her düzeltmede yeni bir bozulma olduğu için bir aşamadan sonra bakmayı bıraktım.

Bakmayı bırakmasam onlar beni bırakacaktı korkarım. Her ne kadar üç teşekkür bir rica düzeninde ilerlesem ve “O dizlerinin üzerinde dua eden kızcağız kitaptan dışarı değil de yazıya doğru dönse yüzünü” şirinliğinde ricalarda bulunsam da “Eeeh, yeter be, seninle mi uğraşacağız kızım” diye bir azara hazırdım her an!

Öğrencilerim, benim farkına bile varmadığım bir sivilceyi dert ederek gösterdiğinde hep “Sen söylemesen görmeyecektim” derim ve karşısındakilere söyleyerek sorun yaptıkları şeye dikkat çekmemelerini tembihlerim. Benimki de biraz öyle oldu sanırım, normalde fark etmeyecek olsanız bile artık göreceksiniz kalan hataları!

Eksilen yazılara, silinen kısımlara ve gramer konusundaki yazıları hariç tutmama rağmen 424 sayfa, 492.489 karakterlik bir derleme yaptım ama eksik bir harf görünce tüm bir gece uyuyamadım birkaç kez. Ve işin kötüsü ertesi sabah düzelteceklerini bilmeme rağmen!

Ama ya düzeltilemezse?

Ne olur düzeltilemezse? Onca sevgi, onca emekle gece gündüz yazılıp ve ardından gece gündüz düzeltilip derlenen yazılar ve o yazıların içeriğini oluşturan yaşanmışlık varken, bir harf eksik olsa ben eksilecek miyim sanki? Üstelik edebi eser değil bu, dil konusunda iddiası ve ticari kaygısı hiç mi hiç yok.

Aklı başında geçinen, her konuda herkesin endişelerini giderebilen bir insanın dramı bu maalesef!

Bir İtalyan arkadaşım teslim etmeden önce dosyamı baştan sona inceledi, yalnızca iki başlıkta articolo ekletti böyle kalsa da sorun değil diyerek ve silmeyi unuttuğum bir kesme işaretini aksan sanıp o sözcükte aksan yok dedi. Sei bravissima deyip düzeltilecek bu kadarcık şey çıkmasına çok şaşırdığını söyledi ve tebriklerini iletti. Yani complimenti dedi! Ülkesi ve dili için böyle bir çalışma yapmış olmam karşısında nasıl teşekkür edeceğini bilemediğini yazdı.

Bunları okuyup neden hâlâ küçük ayrıntılarda boğuluyorum anlamıyorum ama sanırım can çıkacak, huy çıkmayacak!

Pratik dil kitabımı hediye amaçlı bastırıp dağıtmıştım ama tekrar tekrar bastırmak durumunda kaldım ve kendim ilettiğim için eş dostla sınırlı kaldı. Şimdi ise özellikle dil anlamında çok faydalı gördüğüm ve annemin keşke bu yazılar bir kitapta toplansa, eşe dosta dağıtırdık dileğini gerçekleştirerek sürpriz yapmak istediğim için böyle bir girişimde bulundum.

Sonuçta eş dostun da eşi dostu var, herkese yetişmem mümkün değil.

Kitabın önsözünden bir alıntı:

Yazılarımda hep kitaplardan uyarlanan filmlerin bahsi geçti, ancak sayıları fazla olmasa da senaryodan romanlaştırılan kurgular da var. Benimki ise hayatımdan film karelerinin de olduğu bir kitap, ondan ilham alan blog yazılarından sonra gelen nevi şahsına münhasır bir dönem kitabı oldu. Yumurta mı tavuktan, yoksa tavuk mu yumurtadan ben de anlamış değilim.

Yayınevinin bu yayın paketi seçeneğinde bana bile belli sayıda kitap gelmiyor, ben de bana özel bir indirimle kitap satın alabileceğim. Cinius Yayınevi, tüm dünyada yaygınlaşan self-publishing konseptinin Türkiye’deki en başarılı temsilcilerinden, bu nedenle benim de tercihim oldu. Keyifli bir işbirliği sonucunda yılbaşı sabahı son onayını verdiğim dizgi bir ay sonra, hayalini kurduğum gibi şubatta kitap oldu.

Benimkiler kargoda, pazartesi günü elimde!

Uzaktan çalıştığımız için çok müdahale edemedim, bence bu onların şansıydı çünkü bu tip işlerde yorarım adamı! Heyecanlıyım, bilmiyorum nasıl oldu ama dokunup kokusunu içime çekmek yeter bana. Bir de tabii annemin şaşkınlığını ve sevincini görmek!

Eğer kendiniz için satın almak veya ilgilenebilecek yakınlarınıza bildirmek isterseniz Cinius Shop ve birçok online kitapçıdan temin etmek mümkün.

Ama eğer Cinius Shop’tan alırsanız benim emeğim kazanıyor çünkü yayınevi ve benim arama başkası girmiyor. Diğer seçeneklerde ben figüran rolündeyim resmen, çok ilginç! Kendi aralarında kırışıp bana bir tam buğday ekmeği parası ayırıyorlar.

1 Mayıs’ta Kahrolsun Kapitalizm pankartıya Taksim’e çıkacağım!

Cinius Shop’tan satın alma işlemi çok kolay ve aynı gün kargoya veriliyor, tercih ederseniz sevinirim.

Sizce Yayınevinin adının Cinius olması bir tesadüf mü?

Not: Adana’daki eş dost, pazartesi elime geçer geçmez hazırlayıp salı günü elden dağıtıma çıkacağım, bekleyiniz.

“Ho mantenuto la promessa” üzerine 20 yorum

    1. Emeğiniz çok, her şey için tekrar tekrar teşekkür ediyorum.. Annemden gizlerken ablam instagramına koymaz mı!!!

      Ben de erken duyurdum blogda artık.. Paketinizi açtım, zarif düşünceleriniz için ayrıca çok teşekkür ediyorum, kahve ve çikolata beni derinden yakalayan iki kahverengi, sunumlar bir harika!!!

      1. Burası neresi bilmiyorum ama kitabının müjdesini aldığım için yazıyorum. Sabırsızlıkla gelmesini ve okumayı bekliyorum. Sevgilerimle…

        1. Canım Konçuyum, çok sevindim ve nasıl özledim o günleri. Meğer kafayı bir de böyle sıyırmak varmış kaderimizde :))

  1. Sürpriz ki ne sürpriz Ülgen’ciiim..
    Adana’daki eş dosttan olabilirim belki ama hemen ısmarlıyorum şimdi kendi eş dostum için..
    Ellerine ve yüreğine sağlık..

    1. Ben de heyecanla il postino misali dağıtıma çıkacağım anı bekliyorum.. Sizlerden gelen ilham ve teşvik olmasaydı somutlaşmayacaktı o yazılar…

      Teşekkürler ve sevgiler*

  2. Ülgencim bu yazıyı dahi nasıl keyifle okudum anlatamam. Kitabını Cinius Shop’tan sabırsızlıkla bekleyecegim. Seni çok seviyorum. Görmesek de gitmesek de o köy bizim köyümüzdür…

    1. Pelincim ben de seni, sizi çok seviyorum❣️ Keyifle oku, uzak bir köyden sonradan olma ama gerçekleri kadar yakınızda olan ve sizi çok seven kuzeniniz ??‍♀️?

  3. Ülgencim kitabını büyük bir zevkle okudum. Bayıldım. Akıcı, komik, güncel, bilgilendiren, keyifli, derin, duygu dolu. Çok tebrik ediyorum. Her konuda olduğu gibi bunda da çok başarılısın. Devam et lütfen. Zengin dost birikiminle, öğrenme merakınla, gezme tecrübelerinle kimbilir daha ne çok yazacakların vardır. Yaz da bizi de yararlandır bunlardan. Yolun açık olsun Ülgencim. İyi şanslar, sevgiler

    1. Bu kadar iltifat ve güzel dilek karşısında ne diyeceğimi bilemedim gerçekten. Sizin gibi elinden kitap düşmeyen, Rönesans ruhlu, gezgin, çok değerli bir dosttan böyle bir yorum almak çok ama çok mutlu etti beni. Sizi çok seviyorum*

  4. Ülgencim, geç kalmış hissediyorum kendimi bu keyifli okuma için. Daha da geç kalmamak için için hemen burayı terk edip Cinius shop’a geçiyorum. Eline, emeğine, bilgine, aklına sağlık?

    1. Çok teşekkür ederim canım, keyifle okursun umarım.. İş çıkışı evde toplaşıp yaptığımız akşam derslerindeki cıvıltılarımız kulağımda hala..

  5. Ülgenciğim okumak için sabırsızlanıyorum. Eminim çok tatlı bişey olmuştur, ince ruhun kitabına da yansımıştır. Benim ve kızımın hayatında çok önemli ve özel bir yerin vardı şimdi o güzel kitabınla kitaplığımızda da özel bir yerin olacak.
    Seni sevgiyle kucaklıyor kutluyorum?

    1. Çok teşekkür ederim güzel yorumlarınız için.. Benim için de öyle, yeriniz çok ayrı.. Duygucuğumun büyümesine yakından tanıklık etmek benim şansımdı. Şimdi bebeğini kucağına almış bir anne ve ben torun çocuğu göreceğim günlerin hayaliyle devam diyorum o zaman!!

  6. Ülgen hn böyle bir yeteceğinizin olduğunu hiç bilmiyordum ?
    Su gibi akıcı ve eğlenceli hemen kitabı alacağım ?
    Tekrar görüşmek üzere ?

    1. İlginize çok teşekkür ederim.. Umarım keyifle okursunuz, benden ve bu dönemden bir anı olur..
      Ne mutlu ki Can ve Ömer sayesinde yollarımız kesişti, güzel bir dostluk bağı kurduk!!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir