Fermatemi per favore

Durdurun beni lütfen!

Geçen yıl karantina başlar başlamaz duruma anında uyum sağlayıp kurslara, konferanslara katılan, kitaplar deviren arkadaşlarımı dinledikçe gözlerimi deviriyordum. Ben ise Dante’nin İlahi Komedyası’nda yaptığı yolculuğu kendi cehennemim ve arafım arasında yaptım, bu bloga sarıldım ve depresyona girmeden çeşitli katmanları aşıp cennete ulaştım sonunda!

Başlarda çok coşkulu olan ama artık yorulan, sıkılan ve zaman zaman depresif tavırlar sergileyen arkadaşlarıma keyifle faaliyetlerimi anlatırken yakalıyorum sık sık kendimi. Dün bir hesapladım, elli dört saat İtalyanca ders yapmışım iki ayda. Yine sonradan açılan bir arap atı gibi hissediyorum kendimi, umarım devam eder bu motivazione çünkü aşı için yaşım arafta!

Fakat bu hafta kurslar bitiyor, dinleneceğim ve dolce far niente hayatıma döneceğim derken yeni çıkan dört İtalyanca kitap sipariş ettim ve bu yaz balkonda onları okumanın, alt çizerek çalışmanın hayalini kurmaya başladım. Kitaplardan biri tesadüfen görüp dilini ağır bulmadığım, Il Corriere della Sera gazetesi yazarlarından Aldo Cazzulo’nun Eylül 2020’de çıkan kitabı A riveder le stelle. Alt başlığı ise Dante, İtalya’yı icat eden şair.

A riveder(e) le stelle (yıldızları yeniden görmek üzere) aslında Dante’nin uscimmo a riveder le stelle (yıldızları görmek üzere çıktık) sözünden geliyor ve İtalyanca’da deyimleşmiş bir ifade.

Karantinanın ilk günlerinde paylaştığım Rinascerò rinascerai (yeniden doğacağım yeniden doğacaksın) şarkısında Roby Facchinetti de her şey bittiğinde yeniden yıldızları görmek üzere döneceklerini söylüyordu. Hatta ben de bu ruhta bir milletin yeniden doğacağına dair şüphem olmadığını belirtmiştim.

Cazzullo’nun kitabında Dante ile L’Italia di oggi (bugünün İtalya’sı) arasında hoş bağlantılar var, keyifli görünüyor. Öğretmenime de sordum, seviyesinin benim için uygun olduğunu söyledi ve hatta o da okuyacak, yazışacağız. Kurs bitti ama biz kanka olduk daha ilk haftadan çünkü birçok ortak konumuz çıktı: O da öğretmenlik ve çevirmenlik yapıyor, daha da güzeli annesi büyük olasılıkla Türk kökenliymiş. Ve zaten sonra da dokuz hafta boyunca haftada üç sabah beraberdik, şimdi iki aylık bir ayrılık girdi aramıza diye üzgünüz.

Aldo Cazzulo’nun kitabını anlattığı bir videoyu da izleyip o heyecanla, gelecek ay sonunda bir üniversitenin İtalyanca hocasının yabancılarla yapacağı ve bu kitabın tartışılacağı bir kitap kulübü toplantısına kayıt oldum. Bunların hepsi dün bir saat içinde cereyan etti, cereyanda kalıp üşüttüm galiba!

Dinleneceğim artık derken kim bilir ne zaman elime geçecek bir kitabı nisan sonuna kadar okumak ve hazırlanmak, öncesinde de İlahi Komedya’yı biraz da olsa anlamak gibi bir sorumluluk üstelendim bir anda, bir panik hissi kapladı içimi gerçekten.

Bir saat içinde önümdeki bir ayı bağlamış oldum, aynen kitabıma tırmanıp zürafaya meydan okuyan küçük cüsseli ama özgüvenli kendini bilmez kaplumbağa gibi bir duruma düştüm, ilahi ben! Ama İtalyanca’ya sarılarak ruhumu ayakta tuttuğum bu süreç için Dante’ye borcumu ödemem gerek bir şekilde.

Bir commedia veya tragedia yaşanmadan, yeniden yıldızları görmek üzere çıkaydım bu işten alnımın akıyla!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir