Eğlenerek İtalyanca öğrenmek isteyenler için hazırladığım bloguma hoşgeldiniz! Öğrenmeye yeni başlıyorsanız, bütünlük açısından başta Gramer kategorisindekiler olmak üzere tüm yazıları ilkinden itibaren sırayla okumanızı öneririm..
İtalyan Kültür’deki ilk dönem kimliğim.. Saçlar sonsuz seviyede kat kat, üstümde kendi ördüğüm merserize bluzum, sürekli taktığım kolyem ve yüzümdeki tebessümle 80’lerin sonunda siyah beyaz bendeniz:
Vesikalık fotoğraf çektirirken hep gülümserdim. Hatta yıllar sonra bir noter, bu sefer renkli ama yine gülümsediğim fotoğrafımın olduğu belgelerimi imzalarken kafasını kaldırıp “Yıllardır noterlik yapıyorum, ilk defa vesikalık fotoğrafında gülümseyen birini gördüm” diye gülümsemişti.
İtalyanca öğrenmeye çalıştığım yıllarda ciddi bir kaynak sıkıntısı yaşadım. Bugün elimizin altında bilgisayarlar, dünyanın her yerinden istediğimiz her kitabın siparişini verebiliyor, kitapları saniyeler içinde Kindle’ımıza indirip hemen okumaya başlıyor, Internet üzerinde istediğimiz (hatta istemediğimiz) kadar kaynak ve gratis (ücretsiz) kurs bulabiliyoruz.
Ben ise üniversite yılları boyunca çalıştığım yarı zamanlı işlerden kazandığım modesto(mütevazı) maaşlarımı yalnızca Beyoğlu kitapçılarında bulabildiğim İtalyanca kitaplara yatırdım. Elimde anneannemin ve yengemin yıllarca abone olduğu İtalyan örgü ve ricamo(nakış) dergisi Rakam’daki modelleri çıkarabilmek için kullandıkları piccolissimo dizionario (minik sözlük), kitapçılarda bulabildiğim tek dergi L’Espresso’daki İtalya’nın kivi ihracatı ve benzer ekonomik, politik, aktüel konuların ele alındığı yazıları anlamaya, tercüme etmeye çalıştım.
Klasik dil kitaplarına, ders notlarına, eğitim olanaklarına ve hatta metinlerin daha sağlıklı İngilizce ve gittikçe iyileşen Türkçe çevirilerine facilmente(kolaylıkla) erişebileceğiniz bir dönemde eğlenceli bir guida(rehber) niteliğinde ‘çalaklavye’ derlediğim kitabımdan alıntılar yaparak, gittiğim kurslarda öğrendiklerimi, yıllar içinde oradan buradan edindiğim bilgileri, neredeyse Eureka diye haykırarak keşfettiğim semplice (basit) ama önemli noktaları en uygun sırada anlatmaya ve bu arada geniş bir kelime haznesi oluşturmanıza yardımcı olmaya çalışacağım.
Üniversiteye başlar başlamaz, ortaokul ve lisede seçmeli dil olarak seçip epeyce yol almış olduğum Almanca ile yolları ayırıp İtalyan Kültür’ün yolunu tuttuğumda çok yakın bir lise arkadaşımın “Saçmalama, ne işine yarayacak İtalyanca” tepkisini hiç ama hiç önemsememiş, “İşime yarasın diye değil, öğrenmek istediğim için öğreneceğim” diye karşılık vermiştim.
Bugün hayatımdaki en anlamlı çabalardan, karşılığını fazlasıyla aldığım emeklerden biri olarak görüyorum İtalyanca öğrenme ve öğretme sevdamı.
Contrariamente alle credenze popolari (genel kanının aksine), İtalyanca yalnızca İtalya’da ve İsviçre’nin güneyinde, İtalyan sınırı boyunca konuşulan bir dil değildir. İtalyanca; İsviçre, Malta, Hırvatistan, Slovenya venaturalmente(tabii ki) İtalya yarımadasında bulunan San Marino ve Vatikan’dalingua ufficiale’dir. Bu, İtalyanca’nın yaygın olarak konuşulduğu bu ülkelerde resmî bir dil olarak kabul edilmiş olması anlamına gelmektedir. İtalyanca, bu ülkelerin dışında çok sayıda İtalyan göçmenin yaşadığı, yani piccolo (küçük) İtalya’ların bulunduğu Amerika, Kanada, Avustralya, Brezilya, Venezuela, Uruguay gibi ülkelerin yanı sıra Almanya, İngiltere, Belçika ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde ve hatta Libya, Somali ve Etiyopya’da konuşulmaktadır.
İtalyanca öğrenmeye başlarken anmamız gereken ilk kişi elbette Cehennem, Araf ve Cennet bölümlerinden oluşan, dünya edebiyat tarihinin en önemli başyapıtlarından biriLa Divina Commedia‘yı (İlahi Komedya) yazan şair ve siyasetçi Dante Alighieri’dir.
Dante Alighieri, bugün konuşulan modern İtalyanca’nın babası olarak bilinir. Dante’nin döneminde edebi eserlerde kullanılan dil çoğunlukla Latince olmasına rağmen, Dante İlahi Komedya‘yıdialetto fiorentino(Floransa lehçesi) ile yazmıştır.
Bugün İtalya’nın farklı bölgelerinde halen birçok farklı lehçe konuşuluyor, ancak 19. yüzyıl İtalya’sında güneyde yaşayan birinin kuzeyde yaşayan birini anlaması bile mümkün değilmiş.
1861 yılında Unità d’Italia (İtalya Birliği) kurulduktan sonra devlet dairelerinde kullanılan, okullarda öğretilen ve günlük hayatta konuşulan tek bir resmi dilin seçilmesine karar verilince, ‘hangi bölgenin konuştuğu İtalyanca resmi dil olacak’ tartışmalarından sonra en güzel İtalyanca’nın Dante’nin kullandığı dil olduğuna karar verilmiş. E quindi (ve böylece) modern, standart İtalyanca’nın temeli Dante’nin İtalyancası olmuş.
T. S. Eliot’un yazdığı gibi “Dante ile Shakespeare dünyayı aralarında paylaşır; bu iki ada eklenebilecek üçüncü bir ad yoktur.” ama neyse ki İngilizler de aynı şekilde Shakespeare İngilizcesini standart dil yapmamış!