Unutulan aktiviteler!
20 yaşındaki yeğenim Kerem evde oyun odasındaki dev ekranda oynadığı bilgisayar oyunlarından bile sıkılmış herhalde ki birkaç gündür eski albümlerin içinde kayboldu, sürekli fotoğraf gönderiyor bana.
Hepimiz unuttuğumuz, daha önce vakit bulamadığımız, varlığını bilmediğimiz etkinliklerle oyalıyoruz kendimizi. Bari akıl sağlığımızı koruyalım, evde birbirimize girmeyelim diye.
Ben de dün madem ben gidemiyorum, bari o bana gelsin dedim ve bir puzzle seçtim kendime.
Puzzle’cı bir aileyiz biz, yıllarca toplanıp büyük bir keyifle ne puzzle’lar yaptık.
Duvarlarımızı doldurduk, hiç bozmadık tamamladıklarımızı, çerçeveletilmemiş olanları istifleyip bir dolaba kaldırdık.
Ama bizim tercihimiz hep 1000 parçaydı, tam kıvamında. Çevresinde unutulmaz sohbetler yaptığımız, dilimize giren bize özel deyimler ve hoş anılar bırakan, çocukların da başından ayrılmadığı ama bazen de kendilerine daha az ilgi gösteriyoruz diye kıskanıp bozduğu ve hatta kaza süsü vererek üzerine su döktüğü puzzle’larımız.
Şimdi 1500 parçalıkla kendimizi aşma zamanı, zamanımız da var zaten.
Biraz stok yapmalı, şunu da alayım diyorum:
Umarım onu yapmak için yeterli boş vaktim olmaz artık evde.
Puzzle 1500 parça, Lego 731.
Bakalım yüreğimiz kaç parça olacak bu can sıkıcı sürecin sonunda!
C’è una casa la, di lontana
Quella casa è la nostra casa
Ne andammo ne vedemmo
Quella casa è propria la nostra
Müthişsin Piccolo Principe’m!!
Yalnız ‘orda bir ev var uzakta’ değil, ‘orda bir villaggio’ var uzakta 😉
Evet, o köy bizim köyümüz ama korkma yine gideceğiz..