İstek kipi olarak geçen bu zamanın tam karşılığı yok bizim dilimizde ve oldukça karmaşık bir konu, ancak konuşurken İtalyanların bile o kadar önemsemediğini söylemeliyim. Bu zamanı mümkün olduğu kadar az kullanmak zorunda kalmanız için alternatifler vereceğim.
İtalyanca’da henüz olasılık halindeki, kesinlik kazanmamış durumlar bu zamanda anlatılır.
Sapere (bilmek) dışında pensare (düşünmek), credere (inanmak), sperare (ummak), volere (istemek), temere (korkmak) fiillerini ve avere paura (korkmak) gibi ifadeleri ‘ki’ anlamına da gelen che ile kullandığımızda fiillerimizi bu zamanda çekmeliyiz:
Penso che, credo che, speriamo che, temiamo che, ho paura che
(sanırım ki, inanıyorum ki, umalım ki, korkarız ki, korkarım ki)
Bunun dışında è possibile che, è probabile che, mi dispiace che, mi pare che/mi sembra che (bana öyle geliyor ki), sono contento/a che, bisogna che, non vedo l’ora che (sabırsızlıkla bekliyorum) gibi che’li ifadelerde congiuntivo kullanmalıyız.
Congiuntivo Presente zamanında kurallı fiillerin mastar ekini attıktan sonra hangi ekleri aldığına aynı örneklerle bakalım:
Bu zamanda kuralsız çekilen fiillerden bazılarını çekimleri ile veriyorum:
essere – sia, sia, sia, siamo, siate siano
avere – abbia, abbia, abbia, abbiamo, abbiate, abbiano
andare – vada, vada, vada, andiamo, andiate, vadano
venire – venga, venga, venga, veniamo, veniate, vengano
stare – stia, stia, stia, stiamo, stiate, stiano
fare – faccia, faccia, faccia, facciamo, facciate, facciano
dire – dica, dica, dica, diciamo, diciate, dicano
volere – voglia, voglia, voglia, vogliamo, vogliate, vogliano
potere – possa, possa, possa, possiamo, possiate, possano
dovere – debba, debba debba, dobbiamo, dobbiate, debbano
sapere – sappia, sappia, sappia, sappiamo, sappiate, sappiano
bere – beva, beva, beva, beviamo, beviate, bevano
Eğer şu andan değil de gelecekten bahsediyorsak congiuntivo’dan kaçınmanın yolu, ikinci fiili gelecek zamanda çekmek (temo che il treno sia in ritardo demek yerine temo che il treno sarà in ritardo, è probabile che lui non ritorni yerine è probabile che lui non ritornerà).
Ama yağmur yağacağını değil de şu anda yağdığını düşünüyorsam, yağmurdan kaçabilirim ama congiuntivo’dan asla! Burada penso che piova veya penso che stia piovendo demeliyim.
Kural bu, ancak ilk öğrendiğimiz geniş zamanda penso che piove veya penso che sta piovendo derseniz sorun olmaz.
Eğer özne değişmeyecekse che kullanımından kaçınarak başka şekilde ifade edebiliriz söylemek istediklerimizi.
Spero che non faccia tardi stanotte yerine spero di non fare tardi stanotte diyerek bu gece geç yatmamayı umduğumu söyleyebilirim.
Aynı şekilde, kendi yapacağım bir şeyi sabırsızlıkla bekliyorsam, örneğin İtalya’ya gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorsam, non vedo l’ora che vada in Italia yerine non vedo l’ora di andare in Italia diyebilirim, hatta böyle demeliyim.
Bisogna che yapısından sonra cümle kurarak ne olması gerektiğini ifade etmek yerine doğrudan ne gerektiğini söyleyebilirim, bisogna che si beva molta acqua yerine bisogna bere molta acqua.
Bisogna praticare! (pratik yapmak gerek)
Bir de è possibile che, è probabile che, mi dispiace che, mi pare che/mi sembra che (bana öyle geliyor ki) yapıları yerine forse (belki), probabilmente (muhtemelen), purtroppo (maalesef), secondo me (bana göre), per me (bence) ifadelerini kullanarak congiuntivo’dan kaçabilirsiniz.
Ayrıca prima che (önce), benché/sebbene/quantunque (rağmen), purché/a patto che/a condizione che (şartıyla), perché/affinché (-sın/-sin diye, İngilizce so that) yapıları ile de congiuntivo kullanılır.
Prima che ve perché/affinché yapılarında özne değişmeyecekse congiuntivo’dan kaçınabiliriz. Karşımdakine ti chiamerò prima che parta yerine ti chiamerò prima di partire diyerek yola çıkmadan önce onu arayacağımı, ti scriverò perché/affinché sappia come stanno le cose yerine ti scriverò per farti sapere come stanno le cose diyerek nasıl gittiğini bildirmek için ona yazacağımı söyleyebilirim.
Sapere fiili emin olma anlamı içerir ve bu nedenle che sözcüğü ile kullanılsa dahi ikinci fiil congiuntivo olarak çekilmez (so che non vengono). Bilmek, tanımak anlamına gelen conoscere fiili ise kesinlikle che sözcüğü ile kullanılmaz. Bir kişiyi
tanımak, bir şeyi biliyor veya ona aşina olmak conoscere fiili ile anlatılır (non conosciamo i suoi genitori, conosco l’autore di quel libro, conosci questo film?).
Conoscere fiili geçmiş zamanda kullanıldığında tanışmak anlamına gelir (ho conosciuto Lisa due anni fa). Bir kişiyi ne zamandır tanıdığımızı da conoscere fiili ile ifade ederiz (lo conosco da qualche mese).
Sapere ise bilgi sahibi olmak veya bir şeyi yapmayı bilmek anlamını içerir (so che non parlano il tedesco, non so dove vivono, sappiamo come si pronuncia quella parola, sapete chi viene a trovarmi all’aeroporto?, i bambini sanno nuotare, non sa guidare né la macchina né la moto).
Sai se sono arrivati/e? (gelip gelmediklerini biliyor musun) sorusunda, İngilizce’de olduğu gibi se (eğer) sözcüğü kullanılır.
Yine aynı yapıları kullanarak geçmişte olup olmadığından emin olmadığımız durumlar için Congiuntivo Passato kullanmalıyız. Essere ve avere yardımcı fiillerini congiuntivo’da çekip yanına fiillerin geçmiş zaman halini getirerek böyle durumları anlatabiliriz. Ancak yine kullanacağımız fiilin avere ile mi yoksa essere ile mi çekildiğine dikkat etmek gerekiyor:
Penso che loro siano usciti/e (sanırım çıktılar), credo che non abbiano finito (sanırım bitirmediler), è probabile che lui/lei sia arrivato/a (gelmiş olması muhtemel). Congiuntivo’da üç tekil şahıs aynı şekilde çekildiği için kişinin adı veya io, tu, lui/lei zamirleri ile daha belirgin bir ifade gerekebilir.
Eğer pensare, credere, sperare, volere, temere fiillerini ve avere paura gibi ifadeleri (che ile), è possibile che, è probabile che, mi dispiace che, mi pare che/mi sembra che, sonocontento/a che, bisogna che, non vedol’ora che kalıplarını ya da prima che, benché/sebbene/quantunque, purché/a patto che/a condizione che, perché/affinché yapılarını geçmiş zamanda kullanıyorsak Congiuntivo Imperfetto kullanmalıyız (pensavo che tu non fossi arrabbiato/a, era probabile che venissero, sono andato/a a vedere mia sorella prima che partisse, sebbene piovesse siamo usciti/e).
İlk örnekte ‘kızgın olmadığını düşünüyordum’ ifadesi o andaki durum için söylenmiş oluyor. ‘Kızmayacağını düşünüyordum’ diyeceksek condizionale kullanarak pensavo che tu non saresti arrabbiato/a demeliyiz.
Ben de sizi kızdırmadan bu zaman çekiminde kurallı fiillerin aldıkları ekleri vereyim:
Bu zamanda kuralsız çekilen çok az sayıda fiil var, en sık kullanacaklarımız şunlar:
essere – fossi, fossi, fosse, fossimo, foste, fosseero
stare – stessi, stessi, stesse, stessimo, steste, stessero
fare – facessi, facessi, facesse, facessimo, faceste, facessero
dare – dessi, dessi, desse, dessimo, deste, dessero
dire – dicessi, dicessi, dicesse, dicessimo, diceste, dicessero
bere – bevessi, bevessi, bevesse, bevessimo, beveste, bevessero
Özne değişmeyecekse, yine congiuntivo’dan kaçınabiliriz (pensavo che fossi pronto/a yerine pensavo di essere pronto/a diyerek ‘hazır olduğumu düşünüyordum’ denilebilir).
Ve yine aynı şekilde essere ve avere yardıncı fiillerini bu zamanda çekip yanına fiillerin geçmiş zaman halini getirerek Congiuntivo Trapassato zamanını kullanabiliriz.
Abbiamo pensato che i bambini non avessero capito bene (çocukların iyi anlamadıklarını düşündük), credevo che fossero usciti/e senza avvertirti (sana
bildirmeden çıktıklarını sanıyordum) gibi cümleleri kurmak yerine çaresizlikten sessiz kalmayı tercih edebiliyor bazen insan!