Allora, carnevaliamo a casa

O zaman evde karnaval yapıyoruz!

İtiraf ediyorum, ben çok karnaval insanı değilim. Yıllardır dilimde Şubat ayında Venedik Karnavalına gidip doğum günümü orada kutlamak olduğu halde, çok da heves etmemişim ki İtalya’ya çok sık gittiğim yıllarda bile yapmadım bunu.

Bir itirafta daha bulunayım, geçen yıl karnaval öncesinde şehirden kaçıp İngiliz yazar Thomas Hardy’nin deyimiyle çılgın kalabalıktan uzak geçirmiştim karnaval günlerini. Ve trafikten, gürültüden bunalan arkadaşlarımdan gelen tebrikleri kabul etmiştim deniz kenarında boşluğa bakarak. Ama bu konuda da aldık dersimizi, artık ıssızlık ve bulutsuzluk özlemi yaşamayacağımızdan eminim.

Seneye Venedik maskemi takıp ön saflarda katılacağım karnavala!

Ulgen con la sua maschera veneziana
Venedik maskesiyle Ulgen

Üniversite yıllarında, 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Alman yazar Thomas Mann’ın Venedik’te Ölüm adlı uzun öykü kitabını alıp okuyamamıştım bir türlü. Sanırım yaşıma, ruhuma ve değerlerime uygun değildi, ağır gelmişti. Bir Venedik maskesi ve kostümü arkasında kendini gizleyen bir katil bulmayı beklerken karşıma ünlü bir yazar çıkmıştı.

Öykü, bir sanatçı olarak ilham almak için büyüleyici Venedik’e giden bir erkek yazarın kaldığı oteldeki Polonyalı ailenin on dört yaşındaki oğlu Tadzio’ya duyduğu sıradışı aşkı konu ediyor. Önce çocuğun güzelliğine hayran olan Aschenbach, daha sonra takıntılı bir şekilde aşık olup onu izlemeye başlıyor. Yetkililerin turistlerden sakladığı halde şehri saran kolera salgınından haberi olan Aschenbach, bir türlü Tadzio’yu bırakıp gidemediği için Venedik’te koleradan ölüyor.

Kitabı okumadım ama Luchino Visconti’nin 1971 yapımı aynı adlı filmini izlemiştim, konuyu oradan biliyorum:

Morte a Venezia
Venedik’te Ölüm

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir