Bir arkadaşa veda etmek!
IBM’de Sistem Uzmanı olarak görev yaptığım yıllarda un mio cliente (bir müşterim) de Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde Ceyhan Nehri üzerindeki Berke Barajı’nın inşaatını üstlenen, o zaman adı Italstrade olan società italiana Fintecna idi. Şirket, ödemelerini tahsil edemediği halde uzun bir süre ilkelerinden ödün vermeyip projeyi tamamlamak için dirense de kendileri için bir ilk olduğunu bildirerek due anni dopo (iki yıl sonra) sözleşmeyi feshettti.
Bu iki yıllık sürede ben de nelle mie memorie (anılarımda) olan tatlı bir çift tanıdım, orada tanışıp evlenen Hatay’lı Semira ve Napoli’li Giuseppe Albano. Bilgisayar sisteminin çok önemli olduğu ama la loro localizzazione geografica (coğrafi konumları) nedeniyle spesso (sık sık) sorun yaşayan şirketteki aksamalar la mia fortuna (benim şansım) oldu. Her fırsatta soluğu orada alıyor, nedense soyadını adı olarak kullandığımız Albano ile İtalyanca pratik yapıyordum.
Dopo il lavoro (işten sonra) Albano çiftinin sevimli kulübe evinde espresso içiyor, Semira’nın dumanı tüten kek ve börekleri etrafında harika sohbetler yapıyorduk. Kulübede yer yatağı için ufak bir yer olsa yatıya kalacak kadar uzatıyordum müşteri ziyaretlerini.
Albano çiftinin, adını Anna Nastra koydukları bir kızları oldu. Nastra, Semira’nın annesinin adıydı ve iki ismi böyle birleştirdiklerini gururla söylemişti Albano. Bana çok anlamlı gelmişti çünkü Nastra bir yandan da İtalyanca nostro/nostra sözcüğüne benziyor, Anna ile birlikte ‘Bizim Annamız’ gibi geliyordu kulağa.
Sonra purtroppo (maalesef) Italstrade ziyaretlerim bitti ve sanırım onlar Hatay’da yaşamaya devam etti. İletişimin pek kolay olmadığı bir dönem olduğu için kolay koptuk.
Prima di un volo a Roma (bir Roma uçuşu öncesinde), o dönemin klasik 5:50 aktarma uçağına binmek için beklerken Semira ve yanında Anna Nastra’yı gördüm. Onun da bana baktığını sandığım bir anda el salladım ama o bir tepki vermedi. Telaşlı bir şekilde görevliler ile konuşuyor, bir yandan da ortalıkta gezinen Anna Nastra’ya sahip olmaya çalışıyordu. Yanına gittim ama o yine şaşkın bir ifadeyle bakıyordu bana. Konuşması bitince selamladı beni. Albano’yu sorduğumda ”Il tuo amico è con noi” (arkadaşın bizimle) dedi ve gözleri doldu.
Bu sefer Albano’yu görmek için şaşkın şaşkın etrafa bakan bendim.
Meğer Albano bir gece önce arkadaşları ile yedikleri bir yemekten sonra vefat etmiş ve Semira kızıyla birlikte Napoli’ye götürüyormuş onu. Evet, Albano bizimleydi o uçakta, yol boyu sarılıp ağladığımız o uçuş sırasında.
Anna Nastra şimdi İngilizce öğretmeni olarak çalıştığı Hatay’da yaşıyor.