Home sweet home!
Askıda Ev kampanyama kimse kulak asmadı, herkes evim evim tatlı evim modunda. Ben ise balkonda boş boş ağaçlara bakıyor, ilham bekliyorum. Her bir ağaç, her bir çiçek için sayfalar yazıyordum ne oldu bana? Aynı ağaçlardan farklı hikâyeler çıkmayacak sanki. Sıka sıka limonların suyu kalmadı. Sabah şu yapraklara bakarken il ciclo vizioso (kısır döngü) başlıklı bir yazı yazmayı düşündüm örneğin. Döngümüz başladı, hayırlı olsun gibilerden.
Sıkkın ve bıkkın bir ruh halinde telefonumu karıştırırken, geçen pazar günü gelen en tatlı ev hali fotoğrafını gördüm ve canlandım di nuovo (yeniden). Gocce d’oro başlıklı yazımda kadim dostum Esra’nın eşi Murat’ın Drop by Drop markası ile zeytinyağı işine girdiğini anlatmıştım. Murat zeytinlerin peşine Manisa’ya gider gitmez Esra evde kendi deyimiyle tek kişilik parti başlatmış. Evin erkeği damla damla zeytinyağı getiriyor eve, kızımız keyif peşinde gördüğünüz gibi. Bayıldım bu üçü bir arada mutluluğa!
Yalnız en alt katmandaki battaniye beni benden aldı. Modelini görmek için hemen büyüttüm resmi, neyse bildiğim yerden geldi. Ben de örebilirim, zor değil. Renkleri planlamaya başlayayım en iyisi.
Bizim buralara la primavera (bahar) geldi bile ama zaten ancak gelecek kışa biter battaniyem. En iyisi baharın tadını çıkarmak şimdi.
Arkadaşım şimdiden battaniyesiyle mumyalamış kendini gelecek kış için, bana düşen de un nuovo libro (yeni bir kitap) atmak kucağına!