Küçük dünyam!
Ayçiçeklerinin durumunu hâlâ bilmiyorum ama karpuzun çıktığından haberim oldu! Günlerdir İtalya’nın çeşitli köşelerinden harika fotoğraflar geliyor telefonuma. Hayat canlandı, arkadaşlarım ve artık arkadaşım olan öğretmenlerim geziyor diye seviniyorum.
Ben de çok zavallı bir görüntü vermemek için bu hafta balkonda yapayım zoom oturumlarını diye düşündüm. Arka planda selvi, palmiye, zeytin ve limon ağaçlarının göründüğü noktaya konuşlandım, yamacıma en güzel çiçekleri dizdim. Kaliforniya, Toskana, Ege ve Akdeniz sentezinde bendeniz!
İlk iş olarak da internetten namaz saatlerine baktım, birden ezan başlarsa karizmam yerle bir olurdu! Neyse iki oturumuma da denk düşmüyor diye sevindim. Fakat o da ne? “Kesmece karpuuuuz” diye bağıran bir satıcı peyzajı bozdu.
Aklıma Barış Manço’nun meşhur şarkısı geldi tabii. Acaba inip tabladaki tüm karpuzları alsam ve yeniden sessiz bir ortam elde etsem mi diye düşünürken sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam, “domates, biber, patlıcan”. Vallahi espri değil, şaka gibi aynen böyle, bu sırada!
Öğlen saatinde yaptığım oturumda Siena’lı arkadaşım bahçeyi ve bitki çeşitliliğini çok beğendi. Talihsiz bir kaza yaşamadık. Planım başarılı oldu, Toskana fotoğrafları ile girdiğim kompleksten çıktım. Darısı Venedik’teki oturumun başına diye dua ettim. Düşünsenize, ben gözümde gözlük elimde sözlük Tabucchi tartışırken “domates, biber, patlıcan” sesiyle bir anda bütün dünyamın karardığını!
Neyse bugün havamı atayım, bir daha balkon malkon yok diye geçirirken içimden ve Venedik’e ışınlanmayı beklerken Milano’da okuyan öğrencimden de nefis fotoğraflar gelmez mi!
Yapmaa diyebildim çocuğa ancak o andaki psikolojimle, bura nire diye soramadım. Yüreğimden, elimden şu sözcükler döküldü telefonuma:
O aradaki lamba olmak vardı anasını satayım!
Not: Toskana fotoğrafındaki lamba veya bir pencerede panjur olmaya da razıyım.
Adoro il tuo balcone fiorito
Balconissimo, ne sono grata pero’ non sarebbe male guardare degli altri angoli in natura :))