Se la vita ti dà limoni

Hayat sana limonlar veriyorsa!

Hayat bize corona formunda limonlar verdi. Betimiz benzimiz attı korkudan, limon gibi sarardık. Limon kolonyalarına bulandık, market poşetlerinin dışını ve içini fıs fıs kolonyaladık, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için eve kasa kasa limon doldurup her şeye limon sıkmaya başladık. Kendimizde gribal durumlar görmeye başlayınca nane limon kaynattık, nane limon paranoyamıza ve sinirimizin vurduğu midemize iyi geldi. Evdekilerle aramız bir iyi bir limoni oldu, suratımızı limon gibi ekşitip oturduk kimi günler.

Yani keyfimize limon sıkıldı fena halde!

Kısa bir süre sonra toparlandık neyse ki, eve depoladığımız limonlardan depoladığımız enerjiyle hayatın verdiği limonlara karşı güçlü durmaya başladık.

Se la vita ti dà limoni
fatti una bella limonata

Kendimize güzel bir limonata yapıp hayata kaldığımız yerden devam ettik.

Hayat sana limon veriyorsa limonata yap sözü her ne kadar John Verdon’un Aklından Bir Sayı Tut romanından alıntılansa da kaynağı çok eskidir bu iyimserlik aşılayan lafın. Amerikalı yazar ve filozof Elbert Green Hubbard, 1915 yılında aktör Marshall Pinckney Wilder’ın ölümünün ardından yayınladığı Soytarılar Kralı başlıklı yazısında Wilder’ın güçlükler karşısındaki duruşunu şu sözlerle ifade etmiş:

“Kaderin kendine gönderdiği limonları toplayıp bir limonata standı kurdu”

Amerikalı yazar Dale Carnegie ise Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak adlı kitabında “limonun varsa kes limonata yap hayatın tadını çıkar” demiş. Birçok dilde bu anlama gelen bir ifade kullanılıyor. Tüm dünya insanları elindeki limonlarla limonata yapma kaygısında şimdi.

Ben dün limonatanın yanına bir de limonlu kek yaptım, nasıl iyi geldi anlatamam diyecektim ama anlatmak ve bu mutluluğun tarifini vermek istiyorum.

Uzun bir süredir fırını kullanamıyorduk çünkü temizlerken (artık nasıl abarttıysak) kapağındaki bir menteşe düşmüştü. Hem usta çağırmamak için hem de fırınsızlık kilo almaya karşı iyi bir önlem diye bantlayıp devre dışı bırakmıştık fırını.

Ama ben artık keksizliğe son verme isteğiyle bu çaresizliğe bir çözüm buldum ve yarım saat boyunca tam konsantrasyon ve koordinasyon fırın kapağını tuttum, içeri bir milimetre küp hava sızdırmadım. Hem kol egzersizi oldu hem de meditasyon.

Keki fırında saniye saniye izledim, kokusunu doya doya içime çektim. Sevgi ve fedakarlıkla yapıldı diye herhalde, daha önce hiç kabarmadığı kadar kabardı, hiç olmadığı kadar lezzetli oldu. Tabii mutfakta köpük gibi enfes bir şey dururken dayanamıyor insan, akıl orada kalıyor ister istemez. Çayla, kahveyle, kuru kuru derken, eğri kesilen yerlerden düzeltirken kek küçüldü de küçüldü ve gün biterken o da bitti.

Ben diğer menteşeyi de kırayım bari, fırın kullanıma girdi, benim de börek olayına giresim gelebilir!

Nişastalı limonlu kek: 1 rakı bardağı şeker 4 yumurta ile iyice çırpıldıktan sonra 1 rakı bardağından az sıvı yağ, 1 limon kabuğu rendesi, 1 limonun suyu, 200 g buğday nişastası, 1 paket vanilya ve 1 paket kabartma tozu eklenip çırpılacak ve 150 derecede önceden ısıtılmış fırında 35-40 dakika pişirilecek. Soğuduktan sonra üzerine biraz pudra şekeri elenip afiyetle yenecek!

(Anne tariflerinde ölçü olarak hep rakı bardağı olur, eğer evde rakı bardağı yoksa ayran bardağı da kullanabilirsiniz)

Keki soğumaya bırakıp balkona çıktığımda manzaram şuydu:

Hemen bir fotoğraf çektim. Arkadaki limon ağacının üstünde geçen yıldan dört tane limon kalmış, her gün bakıyorum onlara. O. Henry’nin harika Son Yaprak öyküsündeki gibi son limon düşene kadar tutunacağım hayata.

Genellikle şiire uygun fotoğraf bulunur ama ben fotoğrafıma uygun şiir buldum:

Bir ağaç sürüsünün üstünden
Çok ağaçlı bir ağaç sürüsünün üstünden
Kesilmiş limon dilimleri gibi düşüyor güneş
Votka bardağımın içine
Benim olmayan bir sevinç duyuyorum.

Edip Cansever, Uçurum şiirinden

Tam fotoğrafı çekerken bir güvercin havalandı, fotoğrafa girdiğini görünce benim olmayan bir sevinç duydum!

Limonlardan biri onun arkasında kaldı, fotoğrafa dikkatli bakınca göreceksiniz.

Demem o ki eğer hayat sana limon veriyorsa kendine güzel bir limonata ve hatta yanına bir limonlu kek yap, ya da tuz ve tekilayı kap balkonda güneşi batır, limonata gibi havanın tadını çıkar!

Lemon Tree di Fool’s Garden

Not: Ramazan günü rakı, votka ve tekila bahsi oldu kusura bakmayın ama hazır bir ruhsal denge tutturmuşken ne iyi geliyorsa yapalım derim. coronayı veren, onunla baş etme yöntemlerimizi de hoş görür bence

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir