Önümüzdeki hayat!
Aslında tam çevirisi kişinin önündeki hayat gibi bir şey olurdu ama kulağa daha iyi geldiği için böyle çevirdim. Zaten Fransız yazar Romain Gary’nin Émile Ajar takma adıyla yazdığı La vie devant soi adlı romanı Türkçe’ye Onca Yoksulluk Varken diye çevrilmiştir. In questo caso (bu durumda), benim çevirimdeki değişiklik çok mütevazı kaldığı için hoş göreceğinizi düşünüyorum.
Romain Gary’nin romanı İngilizce olarak 1986 yılında önce Momo ve daha sonra The Life Before Us adıyla yayınlandı. Romain Gary 1975 yılında bu romanıyla Goncourt Ödülü’nü kazandı. Goncourt Akademisi Ödülü aslında bir yazara bir kez veriliyor. 1956 yılında Cennetin Kökleri romanıyla bu ödülü kazanan yazar, on dokuz yıl sonra takma adla yazdığı bu romanla ödülü ikinci kez alan l’unico scrittore (tek yazar) olmuş. Bu gerçek ise 1980 yılında, intihar notunda ortaya çıkmış.
Edoardo Ponti’nin yaptığı ve annesi muhteşem kadın Sophia Loren’in oynadığı filmi bu sabah izledim ve çok beğendim. Mutlaka izleyin, hem film çok güzel hem İtalyancası çok sade ve facile da capire (kolay anlaşılır). Böylece Cassandra Geçidi ile başladığım Sophia Loren filmleri geçidini bu güzel filmle noktalamış oldum. Ama beki de noktalamamışımdır, chissà (kim bilir)! Umarım bir film daha yapar anne oğul.
Momo’yu oynayan Senegalli Ibrahima Gueye de çok iyi gerçekten. Laura Pausini’nin commuovente (etkileyici) sesinden Io sì şarkısını dinlerken ve film Puglia Bölgesinin Bari şehrinde çekildiği için Faro San Cataldo Bari olduğunu tahmin ettiğim deniz fenerine bakarken bir ışık doğdu bugün içimde!
Sözcüklerin bittiğinde ben buradayım, ben buradayım
Belki işine yalnızca bu iki sözcük yarar, ben buradayım, ben buradayım
Hayatta kalmayı öğrendiğinde ve imkânsızı kabul ettiğinde
Kimse buna inanmaz, ben inanırım
Bilmiyorum, kaderin ne senin
Ama istersen, eğer beni istersen, ben buradayım
Seni kimse duymaz
Ama ben duyarım