Gocce d’oro

Altın damlalar!

Yeşil altın, avokado meyvesi ve hatta İtalya’da fıstık için kullanılan bir ifade olsa da benim aklıma zeytin gelir hep oro verde (yeşil altın) denince. Zeytin altından da değerli bir meyvedir benim için, yeşil altından bir kolye takacağıma zeytin tanelerinden oluşan beşi bir yerde takmayı tercih ederim doğrusu!

Zeytinyağının faydaları saymakla bitmez. In un livello alto (yüksek seviyede) antioksidan polifenoller ve oleik asit içeren bu sihirli sıvı sindirimi kolaylaştırır, kalp sağlığını korur, safra taşlarını önler, hücre duvarlarını güçlendirir, kanser riskini azaltır, efendime söyleyeyim enflamasyonu önler, kilo kaybını kolaylaştırır. Efendime niye söylediysem, o biliyordur zaten!

Bu medikal faydalarının yanında cilde ve saça iyi gelir. Bol miktarda E vitamini içerdiği için cildi raggi solari (güneş ışınları) ve rüzgâr gibi dış etkenlerden korur, son derece iyi bir nemlendiricidir. Cilt tedavisinde merhem gibi kullanabilirsiniz. Kendi kullanım alanlarımdan bir püf noktası vereyim, bu iyiliğimi unutmayın. Zeytinyağı, kesiklerde durmayan kanı anında durdurur.

Benim böyle bir sorunum var, elimi kestiğimde bir türlü durmaz kanım. Anni fa (yıllar önce) manikür sırasında parmağım kanayınca bir manikürcü kızcağızın betini benzini attırmışlığım, hakkını helal ettirmişliğim var. Daha geçen hafta bir parmağımı kesip, duracak inancıyla inat ettim ve sonunda yine zeytinyağının şifasına muhtaç kaldım.

Olio di oliva (zeytinyağı) saçları yumuşatır ve parlatır. Çok duyduğumuz bir ifadeyle, saçları kökten uca besler. Benim saçlarımın zeytinyağı ile tanışması ise ilkokulda bitlendiğimde olmuştu. İlkokulu devlet okulunda istiflenmiş halde okuyan belli yaşın üzerindeki kızlar bit de ne, ben duymadım öyle bir şey demeyin, inanmam. Anneannem dantel ipliğinden bir parça koparıp uzun bir kemik tarağa bir ters bir düz dolayarak tarağın dişlerini iyice sıkılaştırdıktan sonra zeytinyağı boca ettiği saçlarımı taramış ve iki seansta kurtarmıştı beni kafamdaki megabitlerden. Bir de gaz yağı ekolü vardı, bazı arkadaşlarım daha yaygın olan bu yöntemle temizlenmişti. Benim zeytinyağına duyduğum minnet çok eskiye dayanır yani!

Yakın zamanda iş dünyasından bir yıldız daha verso la natura (doğaya doğru) kaydı, kadim dostlarımdan sevgili Esra’nın eşi Murat zeytinyağı işine girdi. DROP by DROP olarak Manisa ilinin Köprübaşı ilçesindeki, Bozburun Köyü’nde Trilye ve Edremit çeşitlerinden zeytinyağı üretiyorlar.

Ben de çoktan kaymıştım iş dünyasından ama iş dünyası benden bir türlü kaymadı. Bu hafta, işletme yüksek lisansı yapan öğrencimle tekrar buluştuk. Tabii ben öncesinde yine başta Harvard Business Review olmak üzere çeşitli kaynaklardan sayfalarca makale okumak zorunda kaldım. İçinde boğulduğum yazıların konusu W. Chan Kim ve Renée Mauborgne tarafından geliştirilen Mavi Okyanus Stratejisi, İtalyancası Strategia Oceano Blu.

Amanın bu da yeni çıkmış, neymiş acep deyip okumaya koyuldum. Ben circa quaranta (yaklaşık kırk) sayfanın içeriğini iki cümlede özetleyeyim size. Şirketlerin içinde bulunduğu okyanus, sektöre giren ve düşük maliyetlerle üretip daha ucuz fiyatlarla piyasaya eşdeğerde ürün ve hizmet sunan, sayıları gittikçe artan rakiplerle kırmızıya dönüşüyor ve şirketlerin bu okyanusta yüzmesi gittikçe zorlaşıyor. Mavi Okyanus Stratejisi, farklılaşıp değer yaratarak bu okyanustan çıkıp mavi bir okyanusa girmeyi ve burada çekişmesiz pazar alanı oluşturarak rekabeti etkisiz ve hatta anlamsız kılmayı hedefliyor. Güzel oldu bence iki cümlelik özetim!

İşte bizim Murat da kırmızı okyanustan çıkıp berrak sarı bir okyanusta zeytinyağı gibi üste çıkmış keyif yapıyor!

Bir zeytinyağı tutkunu olarak hemen denedim tabii. Çok farklı bir rayihası ve kıvamı var, bildiğimiz zeytinyağı gibi olmadığı için ezber bozdu biraz. Ağızda tatlı bir acı tat bırakıyor, belli belirsiz. Zaten acımsılık ve meyvemsilik zeytinyağında valori positivi (pozitif değerler).

Önce gerçekten goccia a goccia (damla damla), sonra birden su gibi akmaya başlıyor kâseye!

Bu bahçenin yağlarının dünyanın birçok yerinde ödüller topladığını, Türkiye’den ilk kez bir yağın kuzey kürenin en iyisi adayı olduğunu duyunca keyiflendim, minik tabaktaki zeytinyağıma biraz sarımsaklı kuru fesleğen döküp daha bir iştahla ekmek bandım. In un barattolo (bir kavanozda) da kuru domatesler ısladım bu yağa. Şişeleri çok güzel ama ben birini de zeytin kapaklı şu şişeme döktüm, pek havalı oldu!

Hayatımızdaki en küçük ayrıntıların bile aynılaştığı bu dönemde bu tat, koku ve doku farkı iyi geldi bana!

Aşağıdaki videoda, İtalyan bir zeytin tanesi, olio extra vergine di oliva (sızma zeytinyağı) nasıl elde edilir anlatıyor hoplaya zıplaya:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir