Venedik de dinlendi!
Ne yalan söyleyeyim, geçen yıl mart ayında okulların iki hafta tatil edildiğini duyunca azıcık dinlenirim o vesileyle diye düşünmüştüm. O dinlenmeyi umduğumuz tatil iki yıla uzarken dinlenmekten yorulduk fena halde. Bu ara aklımda hep Jules Verne’in İki Yıl Okul Tatili romanı var. William Golding’in Sineklerin Tanrısı’nın babası sayabileceğimiz bu macera romanında da ıssız bir adadaki belirsiz tatil günlerinde hayatta kalma mücadelesi veren çocukların öyküsü anlatılıyor.
Karantinanın ilk günlerinde bol bol dinlenen, kitap okuyan, yeni hobiler edinen, evine Surivor parkuru kuran öğrencilerim artık yorgun ve bezgin. Hangimiz değiliz ki! Ama dikkat ettiğim bir şey var, hepimiz her yandan sevgimizi ve özlemimizi daha açık ifade ederek çevremizdekileri neşelendirmek ve mutlu etmek için olağanüstü gayret sarf ediyoruz. Herkes sessizce kendi duygusal yükünü sırtlandı, kimse kimseye olumsuz bir şey yaşatmamaya çalışıyor, anzi (hatta, aksine) birbirimizin yükünü azaltma çabasındayız.
Bu bataktan birlikte çıkacağız!
Ben de öğrencilerimdeki belirgin dibe vurma belirtilerini, zoom’da bile aşikar olan boş bakışları, sıkıntılı halleri görünce can havliyle kendime geldim. Yavrularını korumaya çalışan kuşlar gibi kendi depresyonumdan sıyrıldım hemen, açtım kanatlarımı. Toplantılarımıza mezz’ora (yarım saat) sohbet süresi ekliyorum, lavanta kokulu mumumu mutlaka yakıyorum. Mis kokusunu iletemesem de ışıltısı bile yetiyor sohbetimizi aydınlatmaya, içimizi ısıtmaya.
Onlar bana evlerini gezdiriyor, odalarını gösteriyor, evcil hayvanlarını sevdiriyor. Arka planda hep müziğimiz var, kahvemizi birlikte içiyoruz. Ben de ders malzemelerimizin daha canlı ve neşeli olmasına özen gösteriyorum.
Hatta animasyona da başladım. Zeynep’i yılbaşı hediyesi, arkasında toka ve broş donanımı olan multifunzione (çok işlevli) keçe Noel Baba’yı yakama takıp karşıladım. Yaşımdan başımdan utanıp toka yapmadım henüz ama bence o günler de yakın! Yağmur’un karşısına ise onun yılbaşı hediyesi, üzerinde Zzzzz harfleri işli kadife uyku gözlüğümle çıktım, derslerde hep siz uyumayacaksınız ya diyerek!
Bence dönüşümüz muhteşem olacak!
Dünyanın tüm insanları, köşeleri gibi rutin hayatına ara verip dinlenen, hüzünlü bir sessizliğe bürünen ama o arada yorgun ruhunu onaran, berraklaşan sularında balıkların yeniden hayat bulduğu, sessizliğinde yalnızca martıların ve su sesinin duyulduğu güzel Venedik’te yeniden insan cıvıltılarını duymak dileğiyle…
Unutmayın, hepimiz aynı gondoldayız ve karaya birlikte çıkacağız!
Sabah sabah çok iyi geldin Ülgen?
Başaracağız!!!