Askıda market alışverişi!
Caffè Sospeso (askıda kahve) yüz küsur yıl önce Napoli’de başlamış olan bir gelenek, bir sosyal sorumluluk projesidir. Bir bar‘da kahve alırken fazladan bir fincan kahve için daha ödeme yapıp tanımadığınız, yoksul birine kahve ısmarlayarak kahve keyfinizi artırmanın, anlamlandırmanın yoludur.
Bizde de askıda ekmek olarak yaygınlaşmış, askıda kahve olarak denenip pek oturmamış ve hatta 80’li yıllarda Karadeniz’de askıda çorba adıyla benzeri uygulanmış bu projeyi İtalyanlar şimdi Spesa Sospesa adıyla süpermarketlerde uyguluyor. Market alışverişini yapıp çıkan müşteriler fazladan aldığı bir ürün paketini süpermarketin dışındaki büyük kutuya bırakıyor, ihtiyacı olanlar gidip o kutudan istediklerini alabiliyor.
Veren elin alan eli görmediği bu uygulama bizde de başlatılsa ne güzel olur aslında. Ama bir örgütle bağlantılandırılıp ömrümüzün kalan kısmını evden daha dar, balkonsuz bir hapishanede geçirmek zorunda kalabiliriz. En iyisi, bu fikri sızdırıp ‘onlar’ akıl etmiş gibi uygulamaya sokmalı!
Siamo angeli con un’ala soltanto e possiamo volare solo restando abbracciati…
Luciano de Crescenzo
(Tek kanatlı melekleriz, yalnızca birbirimize sarılarak uçabiliriz)
Blog yazmaya yeni başladığımda 16 Şubat’ta hakkında yazdığım ve ondan iki gün önceki Buon San Valentino yazımda çok sevdiğim bu sözünü paylaştığım Luciano de Crescenzo’nun Caffè Sospeso adında bir kitabı var. Crescenzo, bu eğlenceli kitabında çok sayıda makalesini bir araya getirmiş ve anekdotlara yer vermiş.
Kitabın arka kapağında bu geleneğin başlangıcını şöyle anlatmış Crescenzo:
«Quando un napoletano è felice per qualche ragione, invece di pagare un solo caffè, quello che berrebbe lui, ne paga due, uno per sé e uno per il cliente che viene dopo. È come offrire un caffè al resto del mondo…»
Napoli’de herhangi bir nedenle mutlu olan bir kişinin, yalnızca kendi içeceği kahve yerine biri kendi, diğeri de daha sonra gelen müşteri için olmak üzere iki kahve için ödeme yaptığını söylüyor. Bunun al resto del mondo (dünyanın geri kalanına) bir kahve ikram etmek gibi olduğunu ekliyor.
Un napoletano, ‘bir Napolili’ demek ama yukarıda Napolilinin demek zorunda kalmamak için öyle çevirdim.
Bu söyleşide ise yine kitabının adı olarak seçtiği caffè sospeso ifadesini all’umanità (insanlığa) sunulan bir kahve olarak açıklıyor.
Netflix’te Caffè Sospeso adında güzel bir belgesel var, izlemediyseniz hoşunuza gidebilir.
Ben de bu vesileyle, çok hoşuma giden, altı genç girişimcinin özveriyle yürüttüğü bir çalışma olan Bi’Komşu uygulamasına kanat vermeniz için bolletta sospesa (askıda fatura) çağrısı yapayım.
İster size yakın bir yerde, bulunduğunuz ilde ve ilçede, ister Türkiye genelinde istediğiniz türde ve miktarda bir veya birkaç faturayı ödeyip ihtiyaç sahibi bir aileyi mutlu edebilirsiniz.
Ben bir su faturası ödeyerek başladım, alışkanlık oldu. Telefonu elime aldıkça bankaya girip küçük borçlar kapatmaya başladım.
Kendi faturalarımı ödeyemez hale gelip Destek Ver yerine Destek Talep Et butonuna dokunmaya başlamadan durmam gerek!
Cok guzel!
Teşekkürler canım, çok özledim!!
Bilmiyordum Ülgencim, ben de üye oldum. Teşekkürler
Ben teşekkür ederim ilgine, öpüyorum çok..
Tesekkurler Ulgencim, sayende ogrenmis olduk. Ilk ben annemle bagdat caddesinde yururken simitci de gormustum uygulamayi. Anlamamistik basta tabi bu askida simit ne demek demistik. Ne dusunceli ne guzel bir uygulama hele bugunlerde daha da anlamli…
Canım Minecimm, ben teşekkür ederim güzel yorumun için. Gerçekten harika uygulama, keşke yaygınlaşsa..